Salın

Koltuk değneği kaydığı anda,
dünya sallandı.

Görüyorum -  havada asılı - değnek döşemeye takırtıyla düştüğünde,
fayans çatlamış.
Lavabonun köşesine sağ dirseğimle tutunup,
Sol koltuk değneğime yaslanarak dikildim;
tek bacaklı bir flamankuşu,
Uçmaya hazır.

Salın salın salın,
Kafamda anlık bir kargaşa:
Öne mi zıplamalı
Yoksa lavabonun kenarından milim milim mi ilerlemeli?

Düşen yoldaşıma doğru...
Koltuğumun altında
tutkuyla sarıldığım koltuk değneğim,
candan dostum,

Ne ilk düşüşümüz bu,
ne de en kötüsü

Salın salın salın,
Birazcık ilerliyor ve öne eğiliyorum,
Sağ elimin parmak uçları değneğe ancak değiyor.

Öne, daha da,
Dirseğim lavabonun üzerindeki yarı dolu  kahve fincanına çarpıyor,
Fincan yere düştü,
yuvarlanıp değneğimin yanında duruyor.
Kahverengi sıvı yolumun üstünde yayılıyor,
şekli göle benziyor,
Mutfak zemininde bir Michigan Gölü.

Daha da aşağılara eğilmek istiyorum,
Salın, hala salın,
Ama artık daha yakın,
Uzanıp alıyorum kaçkın dostumu,
Dikkatli bir reveransla,
Sağ koltuk altıma yerleştiriyorum.

Yükseliyorum,
Kül rengi sabah ışığında
bir Anka kuşu.

Ve sonra dev bir sıçrayışla
Gölün üzerinden atlıyorum,
Günümün geri kalanı için,
koridora doğru giderken.

                         Ruth Harrigan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder